Çocukların doğum anından itibaren hem fiziksel hem de zihinsel açıdan gözlemlenmesi oldukça önemlidir. Çocukta bulunan rahatsızlıkların erken teşhis edilerek tedavi sürecinin başlatılması yaşam standartlarını yükseltir. Teşhis sonrası gerekli adımların uygulanması çocuğun yetişkinlik süreci için kritiktir.
Duyusal belirtiler yardımı ile teşhis edilen ve nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanan otizm spektrum bozukluğu, erken yaşlarda fark edilerek çocuğun ihtiyacı olan eğitim desteği sağlanabilir. Duyusal bozuklukların görüldüğü otizm spektrum bozukluğu farklı türlerden oluşur. Bu türlerin ortak noktası, iletişim ve sosyalleşme güçlüğüdür.
Otizm bozukluğu olan çocukların tedavi ve eğitim süreci bir arada yürütülür. Çocuğa özel eğitim desteği verilerek uyum sağlaması ve kaygılarından arınmasına yardım edilir. Duyusal eğitimlerin ön planda olduğu bu süreçte duyusal şişe, en sık kullanılan materyaldir.
Duyusal şişe, çocuğun farklı duyularını harekete geçiren renkli ve eğlenceli görünümü ile dikkat çeker. Çocuğun ilgi alanına uygun şekilde hazırlanabilen şişe, kolay kullanım olanağı yaratır.
Nörogelişimsel bir bozukluk olan otizm, iletişim problemlerine yol açarak yaşam kalitesini düşürür. Otizmin erken yaşta fark edilmesi doğru yönlendirmeler ve uygun eğitim yaklaşımları ile konforlu bir yaşam süreci elde edilmesine olanak tanır.
Tekrarlanan davranışlar otizm spektrum örüntüsüne dahildir. Duyusal açıdan aşırı veya yetersiz hassasiyet gibi etkiler bulunur. Belirli koku, ses ve görüntülere maruz kalındığında aşırı tepkiler gözlemlenebilir.
Otizmli çocukların ilgi alanları oldukça kısıtlıdır. Bu sınırlılığa karşın ilgilerini çeken konularda hiper odaklanma sağlayabilirler. Değişimden hoşlanmayan otizmli çocuklar çeşitli törensel davranışlarda bulunabilirler. Değişimlere karşı aşırı tepki gösterme olasılıkları yüksektir.
Söz ve davranışlar gibi iletişim temelli bir bozukluk olarak tanımlanan otizm, ilk üç yıl içerisinde teşhis edilebilir. Otizm spektrum bozukluğunun tamamen iyileşmesini sağlayan bir tedavisi bulunmamakla beraber erken teşhis sayesinde azaltılarak çocuğun sosyalleşmesi sağlanabilir.
Beyindeki sinir sistemi işlevlerindeki bir bozukluktan dolayı meydana gelen otizmin, tam olarak neden oluştuğu bilinmez. Genetik ve çevresel faktörlerin, otizme sebep olduğu tahmin edilir.
Çevresel faktörlerin düzenlenerek çocuğun uyum sağlaması için özel eğitim sürecine başlanır. Özel eğitim sürecinin içerisinde önemli bir yer tutan duyusal oyunlar, duyu bütünleşmesine yardımcı olarak tanımlama ihtiyacını karşılar.
Duyusal oyunlarda kullanılan duyusal şişe, çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal, dilsel ve fiziksel açıdan gelişim göstermesini sağlayarak ebeveynlerin ve öğretmenlerin beğenisini kazanır.
Otizmin belirtileri genel olarak tepkisizlik başlığı altında toplanabilir. Erken teşhisteki karşılaşılan en sık belirti kısa süreli göz teması kurma veya hiç göz teması kurmamadır. İletişimin en önemli adımlarından biri olan göz temasının olmaması önemli bir uyarıdır. Ancak göz teması kurmamak tek başına otizm teşhisi için yeterli değildir.
Çocuklar dinleme duyularının gelişmesi ile beraber seslere tepki vermeye başlarlar. Çocuğun seslere ve ismine tepkisiz kalması bazı problemlerin duyusal veya nörolojik açıdan gelişim probleminin belirtisidir.
Gelişim sürecine uygun sosyal ilişkilerin kurulamaması, iletişim kurmakta zorlanma gibi problemler de gelişimsel bozukluk göstergeleri arasında yer alır. İnsanlardan çok farklı nesne ve detaylar ile ilgilenme, duygusal tepkiler vermeme ve içe kapanık olmak gibi belirtiler otizmin habercisi olabilir.
Çocuğun konuşma esnasında belirli kelime ve cümleleri tekrarlı şekilde kullanması, iletişime geçmek isteyen kişilere tepki vermemesi bazı problemler olduğunun göstergesidir. Şaka ile gerçeği ayırt edememe, öğrenme güçlükleri, düzenli cümle kurma ve koordinasyon zorluğu da nörogelişimsel sorunlara işaret edebilir.
Otizm belirtileri genellikle 2 yaş döneminde göze çarpmaya başlasa da erken teşhis için doğum anından itibaren takip edilerek gerekli tedavi sağlanabilir.
Genel olarak iletişime kapalılığın gözlemlendiği otizmli çocuklar doğumdan sonraki ilk ayda yüze bakmama, ikinci ayda gülümsememe, üçüncü ayda sese tepki vermeme, altıncı ayda ifade becerilerinin gelişmemesi, yedinci ayda taklitten kaçınma, sekizinci ayda asosyallik, birinci yılda ebeveynlere bağımlılık şeklinde görülebilir.
Otizm spektrum bozukluğu tanısının ardından çocuğun doğru bir şekilde eğitilmesi son derece önemlidir. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara karşı hassas ve sabırlı davranılmalıdır. Çocuğun sosyal, zihinsel, duygusal ve dilsel gelişimi desteklenmelidir.
Beyinde meydana gelen bir problem olan otizmin farklı çeşitleri bulunur. Beynin etkilenen bölgesine bağlı olarak ortaya çıkan otizm spektrum yelpazesinde bulunan rahatsızlıkların belirti ve etkileri de değişkenlik gösterir.
Asperger sendromu, iletişim problemine sebep olan bir bozukluktur. Dil ve zihin gelişimine herhangi olumsuz bir etkisi olmayan asperger sendromunda görme ve algılama açısından problem meydana gelebilir.
Atipik otizmde konuşma güçlüğü, gelişimde aksaklıklar, sosyalleşmede zorluk gibi pek çok sorun görülür. Çocukluğun ilk yıllarında teşhis edilebilen atipik otizm, bireyi zorlayan yapısına karşın doğru bir eğitim süreci sayesinde adapte edilebilir.
Çocukluk Dezintegratif bozukluğunun teşhis edilebilmesi için çocuğun gelişim süreci en az iki yıl gözlemlenir. Gelişim zorluğuna sebep olan bu otizm türü, edinilen becerilerin kaybedilmesine sebep olur.
Rett sendromu ise kız çocuklarında ortaya çıkan bir otizm türüdür. Doğduktan sonraki aylarda oluşan rett sendromunda baş gelişimi yavaşlamaya başlar. Zaman içerisinde becerilerin gerilemesi, dikkat eksikliği ve takıntılı davranışlar gözlemlenebilir. Erken yaşta teşhis edilmesi durumunda uygun eğitim ile gerekli tedavi yapılabilir.
Otizm çeşitlerinin tamamında çocukların kendi dünyasına odaklandığı görülebilir. Duyusal açıdan gelişimsel bozukluk gözlemlenen otizmli çocukların eğitiminde duyusal aktiviteler büyük rol oynar. Görme, dokunma, koklama, işitme ve tatma gibi duyulara hitap eden çeşitli materyallerin kullanılması çocuğun ilgisini çekerek eğitime olumlu yanıt vermesine yardımcı olur.
Yüksek hassasiyet gösterdikleri durumlarda öfkelenen çocukların sakinleşmesine yardımcı olan sakinleşme şişesi, rahatlatıcı yapısı ile beğeni kazanır. Duyusal şişeler, otizm spektrum bozukluğu gibi duyusal ihtiyacın yoğun olduğu rahatsızlıklarda güvenle kullanılabilir.
Otizm spektrum bozukluğuna sahip çocukların eğitim sürecinde kullanılan materyallere önem gösterilmesi gerekir. Tedavi ile eğitimin beraber yürütüldüğü bu süreçte çocukların ilgisini çeken keşif şişesi, duyu bütünlüğü sağlayarak rahatlama imkanı tanır.
Odaklanma probleminin de görülebildiği otizmli çocukların odak süresini ve seviyesini artırmak için kullanılan keşif şişesinin içerisine, çocuğun ilgi alanlarına uygun malzemeler eklenir. Yaratıcılığı besleyen bu ürünler, hayal gücünün gelişmesine yardımcı olur. Keşif dürtüsünü harekete geçirerek öğrenme isteğini artıran duyusal materyaller, çocukların ilgi odağı haline gelir.
DoerKids tarafından her yaştan çocuk için özel olarak tasarlanıp geliştirilen Duyusal Oyun Şişesi, otizm gibi duyusal gelişim ihtiyacı bulunan çocukların eğitim ve tedavi sürecinde sıklıkla tercih edilir.
Silindir formundaki şişelerin geniş ağız formu, şişenin içerisine farklı boyutlardaki malzemelerin eklenmesine yardımcı olur. Tekrar tekrar kullanılabilen yapıya sahip olan duyusal oyun şişesi, birden fazla aktivitede tercih edilebilir.
Kapak bölümünde yer alan özel conta, sıvının akmasını önleyerek hem hijyenik hem de güvenli bir kullanım olanağı sunar. Kanserojen maddelerin kullanılmadığı şişe, gıdalar ile temasa uygundur.
Şişenin içerisine eklenen sim ve pullar, su ve yoğun sıvı karışımı içerisinde ahenkle hareket eder. Hareket süreci, çocuğun sakinleşmesine yardımcı olur. Nefes alışverişini düzene sokan duyusal oyun şişesi, odak yönünü değiştirerek zihinsel ve fiziksel rahatlamayı sağlar.